Rotamız Mutluluk
 /  Gezinti Bağlantılarını Atla
Ana Sayfa /
Makaleler /
OTİZM VE MÜZİK

OTİZM VE MÜZİK

Otizm Spektrum Bozukluk (OSB) nörogelişimsel bir bozukluk olarak karşımıza çıkmaktadır. Amerikan Psikoloji Birliği (APA) tarafından, bireyin erken gelişim evresinde ortaya çıkan sosyal etkileşim ve iletişim becerilerinde yetersizlik ayrıca sınırlı- yineleyici davranış örüntüleri ile kendini gösteren bir bozukluk olarak tanımlanmaktadır. Çocuğun, çevresinde olup bitenlerin farkına varamaması, karşıdaki kişiyle göz kontağı kurmaktan kaçınması gibi iletişim güçlükleri yaşamaktadırlar. Çocuğun yaşadığı bu sınırlılıklar karşısında müzik etkinlikleri uygun bir etkinlik türü olarak düşünülebilir. 

Müziğin ne olduğunu tarif etmek tam olarak mümkün olmasa da duygularımızın sesler ve ritimler ile ifade edilmesi olarak tanımlayabiliriz. Araştırmacılar “duygu dili” olarak ifade etmektedir. Bunun yanı sıra birçok filozof müziği tanımlamaya çalışmıştır. J. J. Rousseau, “Müzik, sesleri kulağa hoş gelecek surette uyarlamak sanatıdır”, Kant, “Bir sıra hoş duyguları seslerle ifadelendirmek sanatıdır”, Fetis, “ses bileşenleriyle heyecan uyandırmaktır”, şeklinde müziği tanımlamışlardır.  Bu tanımlardan hareketle müziğin duygulardan bahsettiği anlaşılmaktadır. Bunun ile birlikte insanın duygularını ifade etme biçimi ve bireyde heyecan uyandırması müziğin iletişimsel gücünü göstermektedir. Çocuğun müziğe karşı doğuştan getirdiği ilgi küçük yaşlarda müziği eğitim aracı olarak kullanılmasını sağlayabilir. Yapılan müzik etkinlikleri çocuğun kendisini ifade etmesini sağlar. Tıpkı bilimsel yöntem ve etkinliklerin kazandırdığı beceriler gibi sanat ve müzik eğitimi de yeni tutum ve davranışlar kazandırır.

 

 Tabii ki de OSB tanısı almış veya şüphesi bulunan çocukların eğitiminde tek bir yöntem ile sonuca varmak mümkün olmamaktadır. Her bir çocuğun bireysel farklılıkları vardır. Bu farklılıklara bakılarak her çocuğa özgü bireysel eğitim programları geliştirilmelidir. Bu programlar geliştirilirken çocuğun bilişsel yetilerinin düzeyi, yaşı, dil düzeyi ve çocuğun sergilediği kişisel davranış profili belirlenerek eğitim programı oluşturulmalıdır. Mesela, birtakım genel öğrenme sorunları göstermekte ve otizmli çocuklar tipik bir alanda gelişirken bazı alanda gerilik gösterebilmektedir. Örneğin, bütün ülke bayraklarını tanırken ve müzikal yetenek gerektiren alanlarda yaşıtlarına göre başarılıyken okuma ve bisiklete binme gibi alanlarda başarısız olabilmektedirler. Literatür taraması yapıldığında otizmli çocukların müziğe gösterdikleri olağanüstü bu ilgi ve becerinin yanı sıra, müziğin çocukların duygu durumunu düzenleyerek yatıştırıcı etkisinin de olduğundan bahsedilmekte, onlar için müzik yoluyla iletişimin sıkıcı olmaktan uzaklaşarak, müzikteki tını ve ritim özellikleriyle daha kolay hale geldiği belirtilmektedir. Bu bilgiler ışığında otizmli çocuklarla müzik yoluyla yapılabilecek bir eğitimin, halihazırda var olan ve OSB’li çocukların eğitiminde kullanılan bilimselliği ve işlevselliği kanıtlanmış öğretim yaklaşımlarıyla iyi bir sentez oluşturulabileceği düşünülmektedir.


Atlantis Özel Eğitim ve Rehabilitasyon l Yazılım K7